
Genç Beyin ve Sosyal Medya
Gençler üzerinde son dönemlerde sosyal medyada 7/24 ulaşılabilir olmak zorunluluk haline gelmeye başladı. Sosyal medyayı kavrayışlarının ve bağımlılıklarının birçok yetişkinden çok daha fazla olduğu gerçeğinin yanı sıra, sosyal medyayı da çok daha yüksek oranlarda kullanıyorlar.
Amerika’da bir medya kuruluşu tarafından hazırlanan bir rapor, Amerikalı gençlerin yüzde 75’inin sosyal medya profiline sahip olduğunu buldu. Sosyal medya, gençlerin büyük çoğunluğu için hayatın günlük bir parçası haline geldi.
Aynı kuruluş tarafından hazırlanan bir raporda durum şöyle özetleniyor :
Gençlerin yüzde 51’i günlük olarak sosyal ağ sitelerini ziyaret ediyor
Gençlerin üçte birinden fazlası ana sosyal ağ sitelerini günde birkaç kez ziyaret ediyor.
Her 4 gençten 1’i, her gün en az iki farklı sosyal medya türü kullanan yoğun bir sosyal medya kullanıcısı.
Genç Beyin ve Sosyal Medya
Birçok genç için sosyal medya neredeyse bağımlılık durumunda. UCLA beyin haritalama merkezindeki araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmada, genç beyinlerinin belirli bölgelerinin sosyal medyadaki “beğeniler” tarafından etkinleştirildiğini ve bazen sosyal medyayı daha fazla kullanmak istemelerine neden olduğunu buldular.
Çalışma sırasında araştırmacılar, Instagram’a benzeyen hayali bir sosyal medya uygulaması kullanırken 32 gencin beyinlerini görüntülemek için bir fMRI tarayıcı kullanıyorlar. Gençlere, akranlarından “beğeni” olduğuna inanılan 140’tan fazla resim gösteriliyor. Ancak, beğeniler aslında araştırma ekibi tarafından yapılıyor.
Sonuç olarak, beyin taramaları, bir dizi bölgeye ek olarak, beynin ödül bölgesinin bir parçası olan ödül çekirdeğinin, kendi fotoğraflarında çok sayıda beğeni gördüklerinde özellikle aktif olduğunu ortaya çıkarıyor. Araştırmacılara göre beynin bu bölgesi, sevdiğimiz insanların resimlerini gördüğümüzde veya para kazandığımızda tepki veren bölge ile aynı bölge.
Araştırmacılar, beynin bu ödül bölgesinin özellikle gençlik yıllarında hassas olduğunu söylüyor, bu da gençlerin neden sosyal medyaya bu kadar ilgi duyduğunu açıklayabilir.
Araştırmanın başka bir bölümünde, araştırmacılar sosyal medya ile akran etkisi arasında bir ilişki olduğunu görüyorlar. Çalışmaya katılanlara hem nötr fotoğraflar hem de riskli fotoğraflar gösteriliyor. Buldukları şey, görüntü türünün, araştırmada gençler tarafından verilen beğenilerin sayısı üzerinde hiçbir etkisinin olmadığıdır. Bunun yerine, gençlere gösterdikleri şey ne olursa olsun popüler fotoğraflara “beğenme” şansı veriyorlar. Araştırmacılar, bu davranışın, akranların sosyal medyayı kullanırken diğerleri üzerinde hem olumlu hem de olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini gösterdiğine inanıyorlar.
Akıl Sağlığı
Sosyal medya gençlerin sosyal bağlantılarını genişletmede ve değerli teknik becerileri öğrenmelerine yardımcı olmada çok önemlidir. Peki tüm bu sosyal ağların gençlerin zihinleri üzerindeki etkisi nedir? Çoğu rapor, etkinin önemli olabileceğini göstermektedir.
Çevrim içi geçirilen sürelerini kontrol etmekte zorluk çektikleri için riskler de artabilir. Dijital iletişimi içeren tüm aktiviteler, akran baskısına, siber zorbalığa ve cinsel mesajlaşma ihtimali ile çok yakındır. Çevrimiçi sosyal dünyada gezinmeyi zaman zaman tehlikeli hale getirir.
İnternette çok fazla zaman geçirmenin bir sonucu olarak gelişen bir dizi fiziksel ve ruhsal sağlık sorunu bulunmakta bunları kısaca özetlersek;
Depresyon ve Sosyal Medya
Araştırmacılar, depresyon ve sosyal medya arasında bir bağlantı kurmaya yeni yeni başlıyor. Sosyal medya ve depresyon arasında aslında bir neden sonuç ilişkisi keşfetmemiş olsalar da, sosyal medya kullanımının, sosyal aktivitede azalma ve yalnızlıkta artış da dahil olmak üzere depresyon belirtilerinin yoğunlaşmasıyla ilişkili olacağını düşünüyorlar.
Örneğin, Computers in Human Behavior’da yayınlanan bir araştırmada, birden fazla sosyal medya sitesinin kullanımının, çevrimiçi olarak harcanan zamanla kıyasla güçlü bir şekilde depresyonla ilişkili olduğunu buldular. Araştırmaya göre, yediden fazla sosyal medya platformu kullanan kişiler, iki veya daha az site kullananlara göre üç kattan fazla depresyon riskine sahipti.
Ek birkaç çalışma, sosyal medyanın uzun süreli kullanımının, özellikle çocuklarda düşük benlik saygısının yanı sıra depresyonun belirti ve semptomlarıyla ilişkili olabileceğini göstermiştir.
Kaygı ve Sosyal Medya
Gençler genellikle sosyal medya hesaplarına duygusal olarak bağlı olduklarını hissederler. Sadece çevrimiçi olarak hızlı yanıt verme baskısı hissetmeyip, aynı zamanda mükemmel fotoğraflar ve iyi yazılmış gönderilere sahip olma baskısı da hissediyorlar, bu da büyük bir kaygıya neden olabiliyor. Aslında, bazı araştırmalar, bir gencin çevrimiçi sosyal çevresi ne kadar büyükse, çevrimiçi her şeyi takip etme konusunda daha fazla endişe duyduğunu buldu.
Her sosyal medya platformunun söylenmemiş kurallarına ve kültürüne ayak uydurmak çok zaman ve çaba gerektirir. Sonuç olarak, bu, gençler üzerinde daha fazla baskı yaratır ve bu da endişe duygularına neden olabilir.
Ek olarak, bir kelime hatası yapılırsa, bu da aşırı bir sorun kaynağı olabilir. Pek çok genç, özellikle kızlar, başkalarının kendileri hakkında ne düşünebilecekleri ve sonraki bir sonraki gördüklerinde nasıl tepki verecekleri konusunda endişelenirler. Daha sonra siber zorbalık ve diğer kötü davranışlar hesaba katılırsa, sosyal medyanın neden birçok genç için gerçek bir ilişki kaynağı olduğunu anlayabilirsiniz.
Sosyal Medyaya Erken Maruz Kalmak Sorunlara Yol Açıyor!!!
Uyku Eksikliği ve Sosyal Medya
Bazen gençler sosyal medyada o kadar çok saat geçirirler uyku saatlerini kaybetmeye başlarlar. Sonuç olarak, bu uyku kaybı, karamsarlığa, notlarda düşüşe ve aşırı yemeye yol açabileceği gibi, depresyon, anksiyete ve ADD gibi mevcut sorunları daha da kötüleştirebilir.
Journal of Youth Studies’de yayınlanan bir araştırmada , sosyal medya kullanımı ve uyku üzerindeki etkisi hakkında 12 ila 15 yaş arasındaki 900 genci araştırıyorlar. Buldukları şey, gençlerin beşte birinin “hemen hemen her zaman” gece uyandıklarını ve sosyal medyaya giriş yaptıklarını söylemeleriydi.
Çalışma ayrıca kızların uyanma ve telefonlarında sosyal medyayı kontrol etme olasılıklarının erkeklerden önemli ölçüde daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Her zaman yorgun hissettiklerini bildirmelerinin yanı sıra, ortalama olarak uykusu sosyal medyadan rahatsız olmayan gençlere göre daha az mutlu olduklarını da bildirdiler.
Dahası, gençlerin yetişkinlerden daha fazla uykuya ihtiyaçları vardır, bu nedenle gece yarısı sosyal medyaya giriş yapmak fiziksel sağlıkları için de zararlı olabilir.
Örneğin, yorgun ve huzursuz hissetmenin yanı sıra, uykusuzluk bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve bir gencin hastalanma olasılığını artırabilir.
İmrenme
Haset ve kıskançlık – normal duygular olsa da – kendilerinin sahip olmadığı başka birinin sahip olduğu ya da deneyimlediği şey üzerinde dururlarsa gençlerin zihinlerine zarar verebilir. Ve insanlar sadece deneyimledikleri olumlu şeyleri paylaşma eğiliminde olduklarından ya da komik küçük anekdotlarla kötüyü aydınlattıkları için, okuyucuya diğer insanların onlardan daha heyecan verici hayatlar sürdüğü görünebilir.
Ne yazık ki, gençlerin çoğu zaman fark etmedikleri şey, insanların sosyal medyada yalnızca “önemli anları” yayınlama eğiliminde olmaları ve genellikle sıradan veya zor deneyimleri İnternetten uzak tutmalarıdır. Sonuç olarak, başka bir kişinin hayatı çevrimiçi olarak mükemmel görünebilir, ancak çevrimdışı ortamda da tıpkı herkes gibi mücadeleleri vardır.
Yine de, bir gencin karşılaştırma oyununu oynaması ve herkesin olduğundan daha mutlu veya daha iyi durumda olduğunu düşünmeye başlaması kolaydır. Sonuç olarak, bu depresyon, yalnızlık, öfke ve çeşitli diğer sorunları besleyebilir.
Dahası, kıskançlık, ele alınmazsa, genellikle zorbalığa ve kaba davranışlara yol açar. Aslında, pek çok olumsuz davranan pek çok genç kız, kıyafetlerini, erkek arkadaşını, başarılarını veya diğer birçok şeyi kıskandıkları için başkalarını hedef alırlar.
İletişim Sorunları
Sosyal medya, arkadaşlarınızla ve ailenizle iletişim kurmanın harika bir yolu olsa da, yüz yüze iletişimle aynı şey değildir. Örneğin, bir genç çevrimiçi ortamda bir kişinin yüz ifadelerini göremez veya ses tonunu duyamaz. Sonuç olarak, özellikle insanlar çevrimiçi olarak komik veya alaycı olmaya çalıştıklarında yanlış anlamaların meydana gelmesi çok kolaydır.
Birçok genç, durumları kontrol etmek için çevrimiçi ortamda o kadar çok zaman harcıyor ve önlerinde ki insanlarla etkileşime geçmeyi unutuyor. Bu nedenle, sosyal medya bir kişinin hayatında merkeze girdiğinde arkadaşlıklar ve flört ilişkileri zarar görebilir. Sonuç olarak, gençler derin veya özgün olmayan ilişkilere sahip olma riskiyle karşı karşıyadır.
Sosyal medyaya öncelik veren gençler, aslında eğlenmeye odaklanmak yerine çektikleri ve ne kadar eğlendiklerini gösteren resimlere odaklanırlar. Sonuç, arkadaşlıklarının acı çekmesidir.
Sosyal Medya Gençlerin Arkadaşlıklarını Nasıl Bozabilir?
Ergenlik yılları, beyin gelişiminin çok fazla ve hızlı gerçekleştiği bir dönem olduğundan, ebeveynlerin sosyal medya kullanımının çocukları üzerindeki etkisini anlamaları önemlidir. Bu nedenle sosyal medya kullanımı için kılavuzlar oluşturmak önemlidir.
Ailelerin sosyal medyayı sorumlu ve güvenli bir şekilde nasıl kullanacakları konusunda düzenli olarak tartışmaları da önemlidir. Aileler sosyal medya dünyasında birlikte gezinirken, bir gencin çevrimiçi dünyası çok daha yönetilebilir hale gelir.
verywellfamily.com’dan çevrilerek düzenlenmiştir.
Psk. Çiğdem Akbaş
Learn More
Çocuklarda Davranış Bozukluğu Ölçütleri
Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı, iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkar. Hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan, çalma, küfür gibi davranışlar davranış bozukluklarının örnekleridir. Bir çocuğun davranışının bozukluk boyutunda sayılabilmesi için bazı ölçütler gerekir. Ölçütler Nelerdir?
- Yaşa uygunluk: Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilmek gerekir. Ör; 2 yaş çocuğu negativist, hareketlidir ve istenilen şeyi yapmaz. Freud’un anal, Erikson’ un özerkliğe karşı kuşku ve utanç dönemine rastlayan bu yaşlarda çocuk, özerk bir birey olduğunu öğrenir. Kendisi istemeyince altının değiştirilmesini istemez, öpülmeyi reddeder. 3-5 yaş çocuğu dikkat çekmek ister.Hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatabilir.Henüz yalanla yalan olmayanı ayırt edemezler. Bu nedenle bu yaşlardaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, 11-14 yaşlarındaki çocuklarda görülen yalan normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir.
- Yoğunluk: Bir davranışın bozukluk olarak kabul edilmesindeki 2. Ölçüt yoğunluktur. Ör; 5 yaş çocuğunda öfke ve huysuzluk doğalken, bu davranış başkasına fiziki zarar verme şekline dönüşürse, davranış bozukluğu kategorisine girer.
- Süreklilik: Çocuğun belirli bir davranış türünü ısrarlı bir biçimde ve uzun zaman devam ettirmesidir.
- Cinsel rol beklentileri: Erkeklerde kızlara oranla daha saldırgan olmaları beklenirken, davranışları ile erkeklere benzer saldırgan davranan kızların davranışları normalden sapan davranış kategorisine girer.
- Dikkat çekmek:Çocuğa gerekli sevgi ve ilgi gösterilmediğinde ya da yeterli zaman ayrılmadığında dikkat çekmek için davranış bozukluklarına yöneleceği ihtimal dahilindedir.Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği, intikam alma isteği, aşırı otoriter ve baskıcı tutum, katı disiplin ana-babaya karşı öfke ve nefret duygularının gelişmesine ve buna parelel olarak başkaldırıcı bir bireyin oluşmasına neden olabilmektedir.
- Yetersizlik: Çocuğun kendine güvensiz olması davranış bozukluklarına neden olabilir. Anne-babanın aşırı koruyucu, hoşgörülü tutumu, gerektiğinden fazla özen gösterilmesi fazla kontrol anlamına gelir. Sonuçta çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal olarak çabuk kırılan bir kişi olur. Bu durum çocuğun kendi kendisine yetmesine olanak vermez ve davranış bozukluklarına yol açabilir.
Çocuklar göremeyeceğimiz bir zamana gönderdiğimiz canlı mesajlardır.
– Neil Postman Çözüm Nedir? Davranış bozukluğu olan çocuklarla olumlu ilişkinin nasıl kurulacağı konusunda güçlük çekiyor olabilirsiniz. Bu durumun altında bir çok neden yatıyor olabilir. Tek başınıza savaşmak zorunda değilsiniz. Ebeveynlik sonunda not alınan bir başarı tespit sınavı değildir. Bu nedenle yardım almayı ertelememek gerekir.Vakit kaybetmeden tutum ve davranışlar konusunda danışmanlık almak için başvurmak çözüm olabilir.
Learn More